mantar zehirlenmesi

Yalancı Dede Mantarı (Lepiota bruneoincarnata)

Yalancı dede mantarı (Agaricales/Lepiotaceae)olarak bilinen bu mantar tehlikeli ve öldürücü bir mantardır. Halk arasında "dede mantarı" olarak bilinen yenilebilir mantarlar ile karıştırılabilir.

Şapka, 3,5 cm çapında küremsi, biraz dışbükey, mantar olgunlaştıkça düzlemsel bir hal alır. Kenarları ince olup, eğik değildir. Kutikül yapışık kurudur. Şapkanın merkezinde konsantrik durumlu kestane renkli pullar bulunması tipik olup, şapkanın rengi kırmızımsıdır.

Ölüm Melegi (Köygöçüren, Evcikkıran)

Ölüm melegi adı verilen bu mantar (Amanita phalloides)
(Köygöçüren, Evcikkıran da denilmektedir.)

Gelin mantarı (Al Sinekci Mantarı)

Zehirli mantarlar içinde yer alan al sinekci mantarı (Amanita muscaria)halk arasında gelin mantarı olarakta bilinir.İbotenik asit, müsimol gibi zehirli bileşikler içeren zehirli bir mantardır.

Bu mantardan yenildiginde Pantherina sendromu zehirlenmesine yol açar. sebeb oldugu delilik krizleri 4-6 saat sürer.

Agulu Mantar (Omphalotus olearius)

Omphalotus olearius (Agaricales/Tricholomataceae)

Zehirli mantar çeşitlerinden olan agulu mantar, yurdumuzda yetişen "Cüce kız, Meşe mantarı, Horoz mantarı" olarak tanınan Cantharellus cibarus ile karıştırılıyor. Fakat bu tür daha yumurta sarısı renkli, üzeri yağlımsı gibi, lamellerinin çatallı ve aralarının birleşmiş olmasıyla ayırt edilir.

Şapkalı Mantarlar

İlkbahar ve sonbahar aylarında ormanlarda mevsime özgü değişimler görülür. Bir renk cümbüşü biçiminde kendini gösteren bu değişimler, bir bakıma türlerin yeni mevsimi karşılamak için yaptığı hazırlıklardır. İşte bu renk cümbüşü içinde özel bir yeri olan canlılardan biri de şapkalı mantarlardır. Kahverengiler, sarılar, beyazlar, eflatunlar, kırmızılar... Her biri ayrı biçimde, her biri ayrı güzellikte... Toprakta, dökülmüş yaprakların arasında, ağaçlarda, su kenarlarında, devrilmiş ağaç kütüklerinin üzerinde, patikaların kenarlarında...

Yağmurları beklerler gelişmek için. Çokça yağan bir yağmurun ardından hemen çıkarlar ortaya, sanki uzun bir süredir suyu bekliyorlarmış gibi. Yalnızca suyu değil elbette. Çürümüş yaprakları, ölmüş hayvanları, kısacası artıkları ve yaşamı son bulmuş olan canlıları da. Artık temizlik zamanı gelmiştir. Ormanın ölmüş canlılardan ve artıklardan arındırılması gerekmektedir. Ormanı gelecekte gelişecek canlılar için hazırlamak, temizlemek gereklidir. Ekolojik işleyiş içinde sıra şimdi onlara gelmiştir.