osmanlı mutfağı

Keşkülün Hikayesi

Osmanlı saray mutfağından günümüze kadar gelen lezzetli ve vazgeçilmez tatlılarımızdan keşkülün hikayesini adını nereden aldığını biliyormusunuz?

Vezir Parmağı


farklı bir tarifle vezir parmağı


Malzemeler
1 su bardağı süt
1 yumurta
küçük pakette kurumaya
aldığı kadan un

şerbeti
1 kilo su
1 kilo şeker


Hazırlanışı
malzemeler yoğurulur kulak memesi yumuşaklığında hamur elde edilir.fırın tepsisine 1 su bardağı sıvı yağ dökülüp serçe parmağı kalınlığında şekil verilir.yarım saat kadar tepside mayalandırılarak kızgın fırında pişmeye bırakılır...sıcakken şerbeti dökülür ..

İftardan Sonra Uçmaya ne dersiniz?

İftar sonrası üzerinize ağırlık çöküyor, tembelliğiniz, halsizliğiniz artıyorsa bu içecekler tam size göre...

Gül, ahududu, böğürtlen, meyan kökü, kızılcık, demirhindi gibi geleneksel şerbetler, iftar sonrası oluşan halsizliğe ve mide rahatsızlıklarına birebir. İlk kez bu yıl Hurma Cafe tarafından sunulan hurma şerbeti ise yepyeni bir tat.

Osmanlı Sarayında Mutfak Hizmetlileri ve Sofra Gelenekleri

Osmanlı Sarayının mutfak özellikleri ve hizmetlerinin bazı geleneksel ve her dönemde görülebilen ortak tarafları vardır. Ancak bu gelenek ve uygulamaların padişahtan padişaha, saraydan saraya göre değişiklikler gösterdiği bir gerçektir. Hizmetler ve sofra adabı özellikle Abdülmecidden sonraki dönemde yani Boğazdaki saraylar kullanılmaya başlandıktan sonra yavaş yavaş değişmeye başlamış ve Avrupalılaşmıştı. Buna rağmen bazı kaynaklar çatal ve bıçakla yemek yenilmesini Sultan II. Mahmud dönemine kadar gotürürler. Bu padişah bazı sultan düğünlerinde ve yabancı prenslerin ziyaretlerinde alafranga büfeler kurardı. II. Mahmud'a çatal bıçak takımını Hüsrev Paşa hediye etmiştir. Sultan Abdülmecid ve Abdülaziz'in Dolmabahçe Sarayında ve Sultan II. Abdülhamid'in Yıldız Sarayında yabancı misyonlara verdikleri ziyafetler belirgin örneklerdir. Hele bunlardan bazılarının kadınlı erkekli olacak kadar batılı karakter taşıması ilginçtir. Bununla beraber yabancı misafirler dışındaki saray yaşamı ve dolayısıyla sofra gelenekleri büyük ölçüde eski ve İslami geleneklerden kopmamış, 19. yüzyıldan itibaren masada yemek yemek, çatal bıçak kullanmak gibi pratik ve çağdaş bazı uygulamaların dışına çıkılmamıştır. Geleneksel soframız olan yükseltilmiş tepsiler, bunlar etrafındaki minderler ve sedirler üzerine oturarak yemek yemek, âdeti saraylarda dahi uzun süre devam ettirilmiştir.

Bu anlatılanlardan da anlaşılacağı üzere sarayda yemek, mutfak hizmetleri ve sofra gelenekleri yalnız padişahla sınırlı değildir. Padişah yemeği dışında söz edilmesi gereken ve mutfak ve sofrayla ilgili pekçok ilginç konu bulunmaktadır. Bunların başlıcalarını şöyle sıralayabiliriz:

OSMAN'lı Pilavı


OSMANLI PİLAVI

MALZEMELER:
2 Su Bardağı Pirinç
100 gr. Tereyağı
300 gr kuşbaşı et
1 çay bardağı kabukları soyulmuş badem
(işlenmemiş badem olacak)
1 kahve fincanı çamfıstığı
1 çay kaşığı kuş üzümü
1 çay kaşığı tane karabiber.
YAPILIŞI:

Demirhindi Şerbeti


5 Kişilik Malzeme:

* 200 gr. Demirhindi

* 400 gr. Tozşeker

* 2 Litre su

* 41 Çeşit baharat (aktarlarda hazır halde satılan baharat köklerinden oluşan bir karışım)

Yapılışı:
1 - Aktardan alacağınız demirhindiyi (tülbent yada kese içerisinde olamak üzere),şekerin yarısını ve suyu bir tencereye akşamdan ıslatın,sabaha kadar çözülsün.

2- Ertesi gün şekerin yarısını da ilave ederek demirhindiyi güzelce kaynatalım